".................................,

Ben 12 yıldır Denizli’de yaşıyorum. Bu şehrin, dinamizmine ve kıvrak zekalı yaklaşımına hayranlık duyuyorum. Ama aynı zamanda ekip halinde çalışamama ve birbirleri ile rekabet etme hastalığına da kızıyorum.
1980 sonrası ilk dışa açılma dönemlerinde bugün Çin’in sahip olduğu avantajlarımızı kullanarak dünya ticaretinde önemlibir yer edindik. O günkü şartlar bizim için öyle avantajlıydı ki, kötü huylarımızın verdiği zararı örtebiliyordu.


Ama artık yeni bir döneme giriyoruz, düşük kur, ucuz işçilik, ucuz enerji ve vergilendirme sistemine bağlı bütün avantajlarımız tersine döndü. Bu yeni döneme uygun hareket etmezsek, elimizdeki bütün varlıkları kaybetmeye mahkumuz. Sadece zaman meselesi.
Yeni dönemin önemli unsurları artık, marka, kalite, arge, pazarlama ağı, finans gücü, hızlı ve ucuz nakliye, organizasyon, hukuki süreçlere hakim olma. Tekrar avantaj kazanmak istiyorsak bu yeni unsurlar konusunda ilerlemeliyiz.
Bugünlerde ülkemize gelen yatırımcı kuruluşların neden, bankalara, büyük market zincirlerine, haberleşme şirketlerine, büyük çarşılara, yerel tüketim markalarına yatırım yaptıklarını iyi analiz etmeliyiz.

Burada üniversitenin katkısı ne olur. Yeni kavramlar firmalarda oturana, içlerinde yeni organizasyonu tamamlayana  kadar, üniversite, laboratuar altyapısı, arge elemanı ve proje koordinatörlüğü desteği vermelidir. Bu bugüne kadar bazı yasal engeller, alışkanlıklar ve ön yargılar nedeniyle gerçekleşmemiştir.  Bunun gerçekleşmesi için bütün bu kuruluşların birbirleriyle tam bir koordinasyon içinde çalışması gerekmektedir. Bu ortaklığa yönelik önemli bir projenin hazırlıklarını yapmaktayız.

......................................."

              

Konuşmanın tamamı pdf